Araştırma

Araştırma

ÖLÇEMEDİĞİNİZ HİÇBİR ŞEYİ YÖNETEMEZSİNİZ

Kullanıcı araştırması, tasarım aşamasının temelini oluşturur. Sadece varsayımlar baz alındığında, kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarını ve isteklerini yansıtmayan taraflı kararların alındığı ve bunun da verimsiz sonuçlara (buna daha az kazanç da dahildir) sebep olduğu bir gerçektir.

Belirli bir hizmet ya da üründen gerçek anlamda etkilenecek kişiler ile konuşmaktan çekindiğiniz takdirde ortaya çıkan iş, kullanıcı odaklı, müşteri odaklı ya da insan odaklı olmaktan çıkıyor.

Tüm tasarım aşamasının en temel unsuru olan kullanıcı araştırması, faydayı düşünmeden, yatırıma geri dönüşü hesaba katmadan, genellikle şirketlerin ilk atlamak istedikleri konular arasında yer alıyor. Şirketlerin müşteri araştırmasından çekinmelerinin üç sebebinin olduğu görülüyor.

Müşteriyi Sıkmaktan Çekinme

Şirketlerin kullanıcı araştırması yapmaktan çekinmelerinin ilk ve muhtemelen en genel sebebi, kullanıcılarına sorular sormanın sorun yaratacağından endişe etmeleridir.

Müşterilerinizin hayatlarını nasıl daha iyileştireceğinize dair sorular sorarak onları kızdırmazsınız. Bu aşama size yalnızca çok önemli bilgiler vermekle kalmaz, aynı zamanda müşterilerinize değişim hazırlıklarının yapıldığına dair güvenli bir his verir.

Olumsuz Cevaplardan Çekinme

İnsanoğlu, kötü haberlerden kaçınma konusunda uzmanlaşmıştır. Kimse kötü görünmek istemez. Kimse itibarını kaybetmek istemez. Kimse utandırılmak istemez. Böylece bizler, bariz yanlış olduğunu bilsek de, daha cazip olduğu için kötü haberlerden kaçınmayı seçeriz.

İyi bir tasarım (çözüm), sağlam gerçeklere dayandırıldığında ortaya çıkar; güzel bir hale sokulmuş varsayımlara dayandırıldığında değil. Eğer bir dağa tırmanıyorsanız, sağlam olduğundan emin olduğunuz yere ayak basarsınız, sağlam olduğunu düşündüğünüz veya umduğunuz yere değil.

Para Harcamaktan Çekinme

Bu tabii ki daha bilindik bir sebep. Bazen şirketler araştırma için bütçe ayırmak istemezler çünkü araştırmayı “gerçek” bir işi ortaya çıkaracakları vakitten çalan kayıp olarak görürler. Ne de olsa projeden araştırma kısmını çıkarınca, hem paradan hem de zamandan tasarruf edilecektir, değil mi?

İnsan psikolojisi itibariyle, tam önümüzde durana dikkatimizi verme eğilimi sergileriz. Bu yüzden, zaten elimizde var olan para, henüz kazanmadığımız paradan çok daha değerli görünür.

Oysa ki, araştırma aşamasını atlamak, araştırma yapmaktan çok daha pahalıya mal olur.

 

Çözümü tasarlayan kişiler olarak, etkin kullanıcı araştırmasından elde edilen içgörülerin, şirketlerin, ürünlerin ya da hizmetlerin başarısına olan katkısını sürekli görürüz. Bu sürekli gerçekleşen, kanıtlanmış bir durumdur ve artık kanıksadığımız bir şeydir.

Etkin bir şekilde tasarlanmış ve düzenli olarak kullandığınız neredeyse her ürünün arkasında araştırma ile toplanmış içgörüler vardır, çünkü tasarım konusunu kavramış olan şirketler araştırmayı tasarımın ayrılmaz bir parçası olarak görürler. Kazançlarını katlayacağını bildikleri için de, kullanıcı araştırmalarına bütçe ayırmaktan memnuniyet duyarlar.

Yaratıcı, düşük maliyetli ve zamandan tasarruf sağlayan birçok kullanıcı araştırması seçeneği mevcuttur. Doğru tekniklerin birleşimini bulmak, gerekli bilgiyi hızlı ve mantıklı bir biçimde elde etmek, kullanıcı araştırmalarının iyi işlemesini sağlayan sihirin bir parçasıdır.

Ancak, tasarım sürecinin önemli bir aşaması olması sebebiyle, araştırmayı tamamen ortadan kaldırmayı mantıklı kılan hiçbir geçerli sebep yoktur.

Hizmet ya da ürün, kullanıcı araştırmasına gereksinim duymadan kendi başına yol alabilecek kadar iyi olsa dahi, araştırma yapmak o ürün ya da hizmeti önemli ölçüde daha başarılı kılar.

Yukarıda bahsedilen çekincelere sahip olmak doğaldır. Ama iş hayatında başarı elde etmek, cesaret gerektirir. Cesaret ise, korkularınızın olmasına rağmen yapmanız gerekenleri yapmaktır.